Elif Naz Özçelik 11A
Özgürce Yaşa, Onurunla Kal
Özgürlük, insanın yalnızca zincirlerden kurtulması değil, aynı zamanda kendisi olabilmesidir. Kendi kimliğini koruyan, değerlerinden ödün vermeyen insan, gerçek anlamda özgürdür. Bu özgürlük, beraberinde onuru getirir. Çünkü kendine saygı duyan biri, başkalarının baskılarına boyun eğmez; düşüncelerini, inançlarını savunmaktan vazgeçmez. Onur da tam olarak bu kararlılığın içinde filizlenir. Özgürlüğünü kaybeden insan ise yavaş yavaş kendine yabancılaşır. Bana göre, insanın kendine yabancılaşması yaşanabilecek en kötü durumlardan biridir. Başkalarının istekleriyle yaşamaya başlamak, insanın benliğini silikleştirir; sonunda geriye, kendi hayatını değil, başkalarının istediği bir hayatı yaşayan bir gölge kalır. Oysa özgürlük, insanın kendi vicdanına göre hareket edebilmesini, duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edebilmesini sağlar. Onur ise, o vicdanın sesini susturmadan yaşamaktır. Vicdanın sesini susturmamak, hayatın daha anlamlı ve güzel bir hâl alması için çok önemlidir. Haksızlığa karşı susmamak, düşüncelerimizi açıkça dile getirmek ve doğru bildiğimiz yoldan sapmamak, özgürlüğün en somut göstergeleridir. Bu nedenle özgürlük, yalnızca bir hak değil; insanın onurunu korumasını sağlayan bir yaşam biçimidir. Bu konuyla alakalı Şebnem Ferah’ın şarkısında rastladığım “Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin” sözü dikkatimi çekti. Gidip araştırdığımda bu sözün Friedrich Nietzsche’ye ait olduğunu öğrendim. Bu düşünceyi çok sevdim. Gerçekten de korku, insanı pasif bir izleyiciye dönüştürür; oysa yaşam, risk alan, düşse bile yeniden ayağa kalkabilen insanlara aittir. Bu düşünce, özgürlük ve onur kavramlarıyla da yakından ilişkilidir. Korku, insanın özgürlüğünü kısıtlar; özgürlüğü kısıtlanan insan ise zamanla onurunu da kaybeder. Bu yüzden, gerçekten yaşamak istiyorsak, korkularımızı yenmeli ve kendi hayatımızın seyircisi değil, yaratıcısı olmalıyız. Aynı zamanda bu düşünceyi “Özgürce Yaşa” şarkısındaki şu söz de çok güzel özetler: “Korkma, ne olursa olsun kendin ol, özgürce yaşa. ” Bu söz, insanın kendi hayatının sorumluluğunu cesurca üstlenmesi gerektiğini hatırlatır. Çünkü özgürlük yalnızca dış engelleri aşmak değil, aynı zamanda içimizdeki korkularla yüzleşebilmektir. Korkmadan kendin olabilmek, onurlu bir yaşamın temelidir. Özgürlük aynı zamanda sorumluluk getirir. Kendi seçimlerinin sonuçlarını üstlenmek, insanı olgunlaştırır ve onurlu davranışlara yönlendirir. Cesaret, özgürlüğün ayrılmaz bir parçasıdır; çünkü korkuların gölgesinde yaşayan insan, kendi potansiyelini göremez ve hayatı tam anlamıyla deneyimleyemez. Korkularını aşan kişi ise hem kendine hem çevresine ilham verir. Özgürlük sadece bireysel bir kazanım değildir; aynı zamanda toplumsal bir değerdir. Kendi doğrularıyla cesurca yaşayan bir insan, çevresindekilere de onurlu ve özgür davranışların mümkün olduğunu gösterir. Bu, toplumsal bir sorumluluk ve özgürlüğün bulaşıcı bir etkisidir. İnsan hem kendisi hem de başkaları için yaşamı daha anlamlı hâle getirebilir. Özgürlük, insanın kendini tanımasına da olanak sağlar. Başkalarının beklentileri doğrultusunda yaşayan biri, kendi değerlerini ve hedeflerini keşfedemez. Oysa özgür insanlar, kendi iç seslerini dinler, kendi yollarını çizer ve hem onurlu hem de tatmin edici bir yaşam sürerler. Özgürlük ve onur, hayatın her alanında kendini gösterir. Eğitimde, iş yaşamında, ilişkilerde ya da günlük seçimlerde insan, özgür olduğu sürece değerlerine sahip çıkar. Onurlu bir insan, haksızlıklara sessiz kalmaz, doğruları savunur ve gerektiğinde yalnız kalmayı göze alır. Bu yüzden özgürlük ve onur, sadece soyut kavramlar değil, yaşamın kendisinde görünür hale gelen güçlerdir. Günlük yaşamda özgürlüğü savunmak bazen küçük ama anlamlı adımlarla başlar. Düşüncelerimizi açıkça ifade etmek, kendi tarzımızı göstermek, sınırlarımızı belirlemek ve başkalarının fikirlerine saygı duymak, özgürlüğün uygulamadaki şekilleridir. Bu davranışlar, hem bireysel onuru güçlendirir hem de toplumda sağlıklı iletişimi mümkün kılar. Son olarak, özgürlük ve onur birbirini tamamlayan kavramlardır. Özgürlük olmadan onur var olamaz; onur olmadan özgürlük anlamını yitirir. Cesur, bilinçli ve sorumlu bir şekilde özgürce yaşamak, insanın kendini gerçekleştirmesi ve hayatı dolu dolu deneyimlemesi için en temel gerekliliktir. Çünkü hayat, sadece seyredilecek bir sahne değil, cesurca yaşanacak bir yolculuktur. Ve her insan, korkularını aşıp kendi yolunu seçtiğinde, özgürlüğün ve onurun gerçek anlamını deneyimler.
Elif Naz Özçelik 738 11/A
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilbu yazı beni uykumdan uyandırdı… inanılmaz
YanıtlaSilbeni de
SilKonunun birbirine baglanmasi, verilen ornekler, giris gelisme ve sonuc cok iyi yazilmis. ozgurluk kavrami uzerine dusunulmus ve kapsamli yorumlar yapilmis. Sebnem Ferah detayi guzel. Yazar kendine uygun olan konuyu secmekte dogru karar vermis. Tebrik ederim cok güzel olmuş ellerine saglik
YanıtlaSil