Kardelen Demirçivi 11A
Merhaba, ben konu olarak “Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bu cinayet sayılır mı?” sorusunu seçtim. Ben, sayılmaz diyorum.
Bence Ahmet’in yaptığı doğru bir davranış değil ama bu durum cinayet de sayılmaz. Çünkü Ahmet kimseyi itmedi ya da fiziksel olarak zarar vermedi, sadece karışmamayı tercih etti. Bu yüzden Ahmet’in yaptığına “eylemsizlik” diyebiliriz. Yine de bir insanın göz göre göre bir başkasının zarar görmesine izin vermesi bence ahlaki olarak yanlış ama hukuken suç sayılmayabilir. Ayrıca bence olayların kendi akışı vardır,belki de o kişinin uçurumdan düşmesi gerekiyordu. Ahmet müdahale etseydi hayatın doğal dengesini bozmuş olurdu. Bu açıdan bakınca olayın tamamen kötü değil, karışmama kararıyla ilgili olduğunu düşünüyorum.
Bence bazı durumlarda yardım etmemek de kötü bir davranış sayılabilir, ama bu her zaman böyle değildir. Çünkü bazen gerçekten müdahale etmek mümkün olmayabilir ya da doğru olmayabilir. Yine de eğer bir insanın elinden bir şey geliyorsa ve o kişi yardım etmeyi seçmiyorsa, bu durumda vicdanen sorumluluk taşır diye düşünüyorum. Filozof Kant’a göre sadece kötülük yapmamak yetmez, aynı zamanda iyilik de yapmamız gerekir. Bu yüzden Ahmet’in karışmaması bana göre yanlış bir davranıştır.
Ben Ahmet’in yerinde olsaydım, bana “büyük kötülük” denilebilecek tarzda kötülüğü olmamış birine yardım ederdim. Çünkü herkes hata yapabilir ve nefretle hareket etmek bence doğru değil.Nefret duygusuyla hareket etmek bizi daha kötü bir duruma sokar. Hayatta sakin kalmak ve olayları abartmadan çözmek bence daha doğru. Sonuçta hepimiz bir gün öleceğiz, önemli olan vicdanımızın rahat olması.
Bu durum bana “vicdan” kelimesini hatırlatıyor. Ahmet’in davranışı tamamen onun karakteriyle ilgili. Eğer vicdanen rahatsız olacak biri olsaydı zaten karışırdı, son anda bile durdurabilirdi. Ama o mantığıyla karar vermiş görünüyor. Karakteri ve mantığı onun yardım etmemeyi seçmesine neden oldu. Karar verirken bazen kalbimizi, bazen mantığımızı dinleriz. Ahmet burada mantığını seçmiş. Fakat filozof Aristoteles’e göre insanın en doğru kararı verebilmesi için hem aklını hem de duygularını dengelemesi gerekir.
Sonuç olarak, bu olay bana şunu düşündürdü: Her zaman neyin doğru neyin yanlış olduğunu net şekilde bilemeyiz. Bazen karışmak da hata olabilir, karışmamak da. Ama önemli olan kendi vicdanımıza göre doğru olanı yapmaya çalışmaktır. Her şeyin sonunda insan kendi iç sesiyle baş başa kalıyor. Bu yüzden karar verirken hem mantığı hem vicdanı dengelemek gerekir.
Kardelen Demirçivi, 1040, 11-A
Yorumlar
Yorum Gönder