Ayberk Güneş 11A P2
Thomas Mann’ın bu sözü aslında bize çok basit ama önemli bir
gerçeği hatırlatıyor hiçbirimiz dünyadan bağımsız
bir fanusta yaşamıyoruz. Evet her sabah kendi
dertlerimize uyanıyoruz kendi kararlarımızı
veriyoruz ama aslında ruh halimizi ve tercihlerimizi bile içinde bulunduğumuz zamanın ruhu belirliyor.
Birey olarak bizler sadece kişisel
hedeflerimizin peşinde koşmayız. Bilinçsiz olarak dediği noktada toplumun genel
havası devreye girer. Mesela bugün mutsuzsak bunun sebebi sadece kişisel bir
olay olmayabiliyor. Dünyadaki bir kriz, genel bir gelecek kaygısı ya da sosyal
medyadaki o bitmek bilmeyen hız bizi fark etmeden yoruyor. 100 yıl önce
yaşasaydık hayallerimiz de karakterimiz de muhtemelen bambaşka olacaktı. Bu da
demek oluyor ki aslında hepimiz kendi çağımızın birer aynasıyız.
Bu durumu en iyi çevremizde görüyoruz. Bir
arkadaşımızın ya da hiç tanımadığımız bir çağdaşımızın yaşadığı bir olay, bir
anda bizim de gündemimiz haline geliyor. Benimle ne alakası var diyemiyoruz
çünkü insan sosyal bir varlık ve yalnız kalmaya çalıştığında bile kafasının
içinde toplumun sesi yankılanıyor. Başkalarının acısını hissediyor onların
heyecanına ortak oluyoruz. Yani aslında hepimiz birbirimize görünmez iplerle bağlıyız
ve bu hayatı beraber sırtlıyoruz.
Sonuç olarak, "ben sadece kendi hayatımı
yaşarım" demek pek mümkün değil. Kendi hayatımızı bir gemi gibi
düşünürsek, içinde bulunduğumuz zaman da o gemiyi yönlendiren deniz gibidir. İstesek de istemesek de çağımızın bir parçasıyız ve o denizin akıntısına
kapılıyoruz. Kendi hikayemizi yazarken kalemimizi aslında biraz da yaşadığımız
dönem ve beraber yaşadığımız insanlar tutuyor.
Ayberk GÜNEŞ
11/A 225
Yorumlar
Yorum Gönder