Kaan Öğrük 11A P2
"Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar..."
-Thomas Mann
Thomas Mann’ın bu cümlesini okurken bana şu duygu geliyor: İnsan, sandığı kadar yalnız değil. Kendi hayatını yaşadığını düşünürken, farkında olmadan başkalarının korkularını, umutlarını, hatta henüz söze dökülmemiş düşüncelerini de içinde taşır. Bu yüzden birey olmak, tamamen bağımsız olmak anlamına gelmiyor; daha çok, yaşadığın zamanın içinden süzülerek şekillenmek gibi. Bu noktada bu sözü determinist saymak mümkün, ama sert bir kadercilik olarak değil. Mann insana “seçme hakkın yok” demez; fakat şunu hatırlatır: Seçtiğini sandığın şeyler, çoğu zaman çağının sana sunduğu seçeneklerdir. İnsan özgürdür, ama bu özgürlük boşlukta değil, tarih denen dar bir odanın içinde çalışır. Yani insan ne kadar bağımsız olursa ya da ne kadar bağımsız olduğunu düşünürse düşünsün, içinde daima toplumu ve toplumdaki belirli başlı şeyleri (fikir, düşünce, alışkanlıklar vb.) taşır. Benim fikrim ise: İnsanlar elbet bulunduğu dönemin toplumsal ve tarihsel özelliklerinden bazılarını, dolayısıyla başka insanlarla benzer özellikler taşır ama bu demek değildir ki her birey farklı insanların da hayatını yaşıyor. Evet böyleleri vardır ama bu bireyler asla kendini geliştirememiş ve başkalarına bağlı yaşayan ahlaki açıdan da zihinsel açıdan da geride kalmış bireylerdir. Fakat bunu değiştirmek bireyin kendi tercihinde ve toplumun bireye sunduğu imkana bağlı; babası mal mülk sahibi özel okullarda okuyan bir insan ile sokaklarda yaşayan çocuğu akademik olarak tabii ki bir tutamayız. Nitekim burada suçlu olan çocuk da değildir çünkü bulunduğu toplum, coğrafya ve “sistem” bunu zorunlu bırakmıştır. Olması gereken ise fırsat eşitliğinin sağlanması. Lakin bu demek değildir ki bize sunulan imkanları bahane edip efor sarf etmemeliyiz. Hayır aksine sistemin bize sunduğu zorluklara göğüs gerip, toplum içerisinde özerk ve bağımsız bir birey olmalıyız. Velhasıl insan tabiatı gereği benzerdir fakat bu demek değildir ki her birey ve yaşantısı birbiri ile iç içedir. İnsanın bağımsız ve özerk birey olması onun kendi tercihlerine bağlıdır. İşte bu sebeptendir ki; birey ancak ve ancak kendi kendini var edebilir, toplum ise bütün bireyleri içerisine alan bir üst kümedir. Elbet bazı kümeler kesişir fakat bu her bireyin aynı kümenin elemanı olduğu anlamına gelmez.
Kaan ÖĞRÜK 11/A 1032
Yorumlar
Yorum Gönder