Efe Öztürk 11A P2
“Çünkü insan, birey olarak yalnızca kendi
kişisel hayatını değil, aynı zamanda bilinçli ya da bilinçsiz bir biçimde kendi çağının
ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar.”
Thomas Mann’ın bu sözü, kendini çok farklı ya
da tamamen özgür zanneden insanların yüzüne çarpan sert bir tokat gibidir. Ben
de bu düşünceye katılıyorum. Günümüzde pek çok insan benzer tip evlerde yaşıyor,
aynı markalardan giyiniyor, aynı kahve dükkânlarından kahvelerini alıyorlar ve
aynı nefret edilen saatlerde sıkıcı işlerine lanet ederek başkalarının isteği
hayat için gece gündüz çalışıyorlar. Bu da özgürlüğümüzün aslında sınırsız
olmadığını, sadece bulunduğumuz zamanın bize sunduğu seçenekler olduğunu
bizlere gösterir. Bu benzerlikler yalnızca
somut konuların dışında, insanların aynı kültürel kalıplara sığmaya çalışması
ve aynı toplum normlarına uygun davranmaya çalışması gibi durumlarla devam
etmektedir. Üstelik, hayatımıza çok uzun zaman önce girmemesine rağmen, dünya
üzerindeki neredeyse her toplumda derin izler bırakan sosyal medya da insanların
birbirlerinin ruh hâlini paylaşmasında önemli rol oynamıştır. Thomas Mann’ın sözü tam da bu noktada anlam kazanır. İnsan, kendi hayatını
yaşadığını düşünürken aslında toplumun bir parçası olarak var olur. Toplumun
bireyi yönlendirmesi, peri bacalarının zamanla rüzgâr ve yağmur gibi dış
etkenlerle şekillenmesine benzetilebilir. Birey, topluma maruz kaldıkça giderek
toplumun bir parçasına dönüşür. Bu dönüşümün ilk adresi
kesinlikle kişinin kişiliğini, terbiyesini ve davranışlarının büyük bir kısmını
kazandığı ailede başlar. Bugün yaşamlarımızı büyük ölçüde, ailelerimizin bizi
yetiştirdiği biçimde sürdürmekteyiz. En basitinden din seçimimizi örnek
verebiliriz. Ben de dahil olmak üzere, insanların çok büyük bir kısmı mensup
olduğu dini araştırarak bilinçli bir şekilde seçmek yerine, kendi ailesinden ne
gördüyse o şekilde inançlarını devam ettirmektedir. Ne kadar ailemizin bizi değiştirdiğinden
bahsetsek de, onları değiştirende yine kendi aileleridir. İşte bu zincirin nesiller boyunca birleşmesi, toplumu meydana
getirmiştir. Bu ilk bakışta ne kadar güzel gözükse de, aslında insanı kendi
benliğinden uzaklaştıran bir durumdur. O nedenle elimizden geldiğince topluma
karşı bağımsız bir birey olmalıyız; bunun için de kendimizi sürekli
geliştirmeli ve potansiyellerimizi zorlamalıyız.
-Efe ÖZTÜRK
11/A 712
Yorumlar
Yorum Gönder