Ceylin Ada 11A

 

Neden ancak özgür bir insan onurlu hayat bir hayat yaşayabilir?

 “Ancak özgür bir insan onurlu bir hayat yaşayabilir.”

Bu cümle, insanların en temel gerçeğini anlatır. Çünkü onur, dışarıdan verilen bir hediye değildir. Bir insanın kendi iradesiyle, kendi vicdanıyla kurduğu bir hayatın doğal sonucudur. Bir insanın onurlu sayılabilmesi için önce kendi kararlarını alabilmesi, kendi inançlarını savunabilmesi, kendi hayatının gidişatını yazabilmesi gerekir. Özgürlük, insana yalnızca seçim hakkı vermez; aynı zamanda o seçimlerin sorumluluğunu da yükler. Ve ancak bu sorumluluğu üstlenen bir kişi, yaşadığı hayatın gerçekten kendisine ait olduğunu hissedebilir. Çünkü sorumluluk almamış bir insan eline özgürlük kalemini alsa bile onurlu bir hayat yazamaz. Yani yeterli özgürlüğe sahip olmasına rağmen kendi haklarını savunmamış, bildiklerini, doğruları ve inançlarını savunmamışsa vah haline! Hayatını boşa geçirmiş ve onursuz bir insanın yaşamı deriz buna. Belki de o onursuz yaşayan insanın özgürlüğüne sahip olmak isteyen milyonlarca insan vardı Hatta bunlarda biri bizden yaklaşık 2.500 yıl önce yaşayan Sokrates’ti. Kendisi Atinalılar tarafından gençleri yoldan çıkartmak ve yeni tanrılar icat etmekle suçlandı. O bildikleri ve hakikat uğrunda öldü. “Yargıçlarım, yalnız şuna bütün kalbinizle inanınız: Zor olan, ölümden sakınmak değil haksızlıktan sakınmaktır çünkü kötülük ölümden çok daha hızlı koşar.” Diyerek cezasını kabul etti. Sokrates’e göre, düşüncelerinden vazgeçmek ruhunu öldürmekti. Bu yüzden bedenen ölümü seçti ama ruhunun ve inançlarının özgür kalmasını sağladı. Aslında eğer mahkemeye boyun eğip özür dileseydi ölümden kurtulurdu ama Sokrates onurlu bir hayatı ve ölümü tercih etti.

 Özgürlük insanın hem en büyük nimeti hem de en büyük sınavıdır. Kimi zaman yanlış yapmayı, risk almayı, hatta bedel ödemeyi gerektirir. Ama insan ancak bu zorluklarla yüzleştiğinde kendi hayatını ve karakterini inşa eder. Kendi kararlarının sonuçlarıyla yaşamayı bilen bir kişi, kimseye boyun eğmeden ve hiçbir şeyden korkmadan kendi yolunda ilerler işte bu bir insanın kendini bulma yolundaki en önemli adımdır ve bu insanın özünü çıkarır.

 Bir insan özgür değilse o zaman yaptığı iyi ya da kötü hiçbir şey ona ait olmaz sadece ona dayatılanları yansıtır. Bu da insanın onurunu şerefini kırar çünkü insan kendisine söylenenleri yansıtan bir ayna değil kendi fikirlerini, sınırlarını bilen bir güneştir. Özgürlük, onuru besleyen bir ışıktır. O ışık sönmeye başladığında insanın iç dünyası da kararmaya başlar. Başkalarının karar verdiği bir hayat insanın ruhunu daraltır ve bu daralmış ruhlar kendi özgürlükleri için savaşmadıkça ve bu yolda fedakârlık etmedikçe daralmış ruhların içinde sıkışıp kalmaya mahkumdurlar.

 İnsan özgürlüğünü kaybettiğinde sadece eylemlerini değil, yavaş yavaş kimliğini de kaybeder. Fakat şartlar ne olursa olsun özgür bir ruh dimdik ayakta kalıp kendi onurunu, gerçeklerini ve doğrularını savunmalıdır, bir insan fiziksel olarak özgür olmasa bile ruhu özgürse o insan onurlu bir hayat yaşar. Özgürlük bazen anlaşılmamaktır bazen dışlanmaktır bazen suçlanmaktır ama özgürlük her zaman değerlidir. Çünkü özgürlük ve onur insanın arkhesidir. Bir insan ne kadar zengin olursa olsun ne kadar mutlu görünürse görünsün özgürlüğe sahip değilse içinde bir eksiklik vardır ve bu eksiklik onurdur.

Peki, biz kanatları olmayan bir kelebeğe hala kelebek diyebilir miyiz? Bence hayır. İşte, özgürlüğü alınmış bir insanda bu kelebeğe benzer o insan varlık olarak vardır ama ruhsal olarak yoktur çünkü onurunu kaybetmiştir. Bir insan özgür yaşadığında hataları bile değerlidir çünkü o hatalarda bile kendi iradesi vardır. Ama özgür olmayan birinin doğruları bile eksiktir çünkü bu doğrular onun doğruları değil ona dayatılan doğrulardır.

Cesaret onurun görünmeyen yüzüdür. İnsan korktuğunda önce özgürlüğünden, özgürlüğünden vazgeçtiği içinse onurundan vazgeçer. Korkak olmayan insanlar özgürlüklerini ve onurlarını ne olursa olsun korurlar. Onlar korkaklığın, özgürlüğün ve onurun yanından bile geçemeyeceğini bilirler. Çünkü korkak oldukları zaman her gün o korku duygusu yerine kendilerinden nefret etme duygusuna kapılacaklarını bilirler.

 Onurlu bir yaşam içsel mutluluğun temelidir. Onurlu insan ruhunu satmaz, vicdanını susturmaz, çıkar için boyun eğmez. Bu yüzden belki her zaman rahat değildir ama her zaman huzurludur. Çünkü huzur ve içsel mutluluk, insanın kendi hayatını, kendi ilkeleriyle sürdürmesindedir. Evet, ben bu satırlarda "Neden ancak özgür bir insan onurlu bir hayat yaşayabilir?" Sorusunu açıkladım ama aslında işin özü şu;

Özgürlük, insanın kendi iradesiyle seçim yapabilme gücüdür. Onur ise, bu özgürlüğü kullanırken kendine sadık kalabilme yetisidir. Özgür insan onurludur, onurlu insan ise özgürdür. Özgürlük ve onur insan ruhunun suyu ve toprağıdır biri gittiğinde diğeri eksik kalır.

Kaynakça

https://1000kitap.com/kitap/sokrates-in-savunmasi--1582/alintilar

Ceylin ADA

11/A 1482

Yorumlar

  1. Özgürlük ve onur arasındaki kopmaz bağ Sokrates'in cesur duruşu ve şiirsel metaforlarla güzel anlatılmış. Özgürlüğün sadece bir hak değil, aynı zamanda bir sorumluluk ve varoluş sınavı olarak aktarılmasını beğendim

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle sana katılıyorum. Konuyu ele alış biçimin çok iyi. Her paragrafta ufkum açıldı. Alıntılar yapman da metni desteklemiş.

    YanıtlaSil
  3. Dediklerine katılıyorum onurlu bir insanın kimsenin düşüncesini umursamadan kendi kararlarını alması gerekir.

    YanıtlaSil
  4. Farklı bir bakış açısını da deneyimlememi sağladın. Gayet açıklayıcı ve çokça anlamlı bir yazı eline sağlık

    YanıtlaSil
  5. Özgürlük ve onur arasındaki ilişkiyi etkileyici bir biçimde özetlemişsin ancak kavramlar daha derin örneklerle destekleseydin daha iyi olurdu. Anlamlı ve felsefi bir bakış açısı sunman bakımından güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  6. Yazdığın metinde fikrinin açık ve anlaşılır olması ne kadar özen gösterdiğinin bir kanıtı. Yazılan uzun metinlerin çoğunda insanın canı sıkılır fakat sen bunu önlemişsin. Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Çok güzel olmuş, ellerine sağlık ☺️

    YanıtlaSil
  8. Ele aldığın konuyu özgün biçimde aktarmayı başarmışsın
    detaylandırmalar bana farklı bakış açıları kattı. Gayet açık ve anlaşılabilir eline sağlık .

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Batuhan Aka 11A

Tuana Arslan 11A

Asya Akkaşlı 11A