Kayıtlar

Ege Şahin Çelenk 11A

-Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor, ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bu cinayet sayılır mı? Felsefe, insana sadece neyin doğru neyin yanlış olduğunu değil aynı zamanda doğru olanı bilip yapmamanın da  ne anlama geldiğini düşündürür. Bunun sonucunda Ahmet'in kör olduğunu bildiği Mehmet'in bir uçuruma yürümesine rağmen ondan hoşlanmadığı için duruma müdahale etmemesi ahlaki ve felsefi bir tartışma sorusudur. Bu olayda Ahmet bir eylemde bulunmamıştır ancak hiçbir şey yapmaması da bir insanın ölümüne sebep olmuştur. Benim fikrimce Ahmet cinayet işlemiştir. Çünkü yasalara göre bu durum herhangi bir suç teşkil etmiyor olsa bile ahlaki açıdan kendi hayatını tehlikeye atmıyacak bir durumda bulunuyorken onu kurtarabilicek bir şansını kullanmayı tercih etmeyip onun ölümüne neden olması benim gözümde bir cinayet olarak görünüyor. Eğer cinayet işlemek yasalara bağlı olarak kalsaydı, yasaların olmadığı bir yerde cinayet...

Emir Cabiroğlu 11A

 Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor; ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bu, cinayet sayılır mı? Bence bu durum doğrudan bir cinayet olarak değerlendirilemez. Çünkü ortada aktif bir eylem, yani öldürmeye yönelik fiziksel bir müdahale yoktur. Düşünsene, önünde sevmediğin biri duruyor ve uçurumun kenarında, düşmek üzere. Üstelik kendi başının çaresine bakmasını engelleyen bir rahatsızlığı da var. Sen bunu biliyorsun ama yine de ona yardım etmiyorsun. Sonuçta o kişi düşüp ölürse, bu olay ahlaki açıdan son derece yanlış olsa da, kanuna göre genellikle “cinayet” olarak görülmez. Ahmet’in cinayet işlemiş sayılması için Mehmet’e karşı bir eylemde bulunması gerekir; örneğin onu itmesi, vurması ya da fiziksel bir şekilde ölümüne sebep olması. Buradaki durum ise eylemsizlik, yani bilerek hiçbir şey yapmamaktır. Ancak bazı durumlarda bu eylemsizlik bile suç sayılabilir. Örneğin Ahmet’in, Mehmet’i koruma veya kurtarma yükümlül...

Achelıya Değer 11A

 Merhaba, ben “Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bu cinayet sayılır mı?” konusunda düşüncelerimi paylaşacağım. İlk olarak, Mehmet’in kör olması bu duruma bir farklılık katmıştır. Eğer Mehmet kör olmasaydı ve yanlışlıkla uçurumdan düşseydi, o zaman kesinlikle cinayet değil derdim. Ama bu durum insanı bir düşündürüyor. Türk kanunlarına göre bu bir cinayet olarak görülse de, bence bir cinayet değildir çünkü Ahmet Mehmet’i kasten itmemiş, sadece ona müdahale etmemiştir. Ahmet’in amacı Mehmet’i öldürmek değildir; sadece hoşlanmadığı bir insana karşı ilgisizlikle yaklaşmıştır. Ayrıca Ahmet’in Mehmet’i koruma sorumluluğu yoktur. Asıl Mehmet’in yakınları, Mehmet’i yalnız bırakmamalı ve onu korumalıdır. Aslında günlük hayatımızda insanların, başkalarının güvenliğini ilgilendiren durumlarda göz yumduğu çokça görülür. Ahlaki olarak bu konuyu eleştirirsek, tabii ki de Ahmet’in yaptığı ah...

Efe Öztürk 11A

  Neden ancak özgür bir insan onurlu bir hayat yaşayabilir? Bu soruya cevap vermek i çin öncelikle “özgürlük nedir, özgür insan kime denir?” diye soracak olursak, bu sorular bile kendi başına birer felsefi sorudur ve yıllar boyunca farklı akıllar tarafından sorgulanan, karmaşık ve göreceli sorulardır. Örneğin, kimisine göre gerçek özgürlük insanın nefsine hâkim olması iken, kimisine göre sadece yasa dışı davranmamak koşuluyla istediğini yapmaktır. Bu kavramla ilgili birbiriyle örtüşen düşünceler olduğu gibi az önceki örnekte söylediğim gibi zıtlıklar içeren fikirler de vardır. Türk Dil Kurumu’na göre ise özgürlük; her türlü dış etkiden bağımsız olarak, insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu; “hürlük, hürriyet” şeklinde açıklanmıştır. Benim fikrimce, insan hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olamaz. Oğuz Kağan gibi doğduktan hemen sonra konuşmaya başlasak, çok hızlı büyüsek veya çok güçlü bir vücuda sahip olsak bile, hayatımızın illaki bazı aşam...

Duru Cabiroğlu 11A

 Neden ancak özgür bir insan onurlu yaşayabilir? Öncelikle bu görüşe tamamiyle katıldığımı belirtmek istiyorum. Bence onurlu insan demek kendi kriterlerini, kendi hayatını,  kendi değerlerini ve inançlarını belirlemiş, kendi seçimleriyle hayatını şekillendirmiş ve sorumluluk bilinci olan insan demek. Bunlar da kesinlikle özgür bir insana ait özelliklerdir. Çünkü özgür olmayan bir insanın kendi idealleri yoktur. Varsa bile onları geri plana atmış, başkalarının düşüncelerini daha çok önemsediği veya başkalarından korktuğu için yani üstündeki baskı için o idealleri hayatının merkezine koymamıştır. Bu ister aile baskısı ister toplum baskısı olsun, bir insan kendi düşüncelerini dile getirmez veya yanlış olduğunu bildiği şeylere boyun eğerse hatta bu doğru bir şey bile olsa bu kişi onurunu koruyamaz çünkü kendi benliğine ihanet etmiş olur. En basitinden herhangi bir aile baskısından örnek vermek istiyorum. Bir genç ailesinin inandığı dine mensup değilse ve ailesi baskıcı olduğu için...

Sıla Yonca 11A

 Akıl veya Bilinç insan türü için bir yara mıdır yoksa bir nimet mi? Benim bu konuda görüşüm ikisinin de olduğu kanaatinde.Biz insanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri düşünebiliyor olmamız.Bu kimi insan için bir ceza kimin içinse bir nimet.Bilinçten bahsedersek örnek olarak geçmişi hatırlamak diyebiliriz ve bununla ilgili olarak kimisi için geçmişi hatırlaması bir bataklıkken kimisi içinse adeta bir cennet. Hafızamız yani geçmişimiz bizim peşimizi bırakmayacak.Yani bu yüzden bu soruya bir nimet veya yara demek gibi bir genelleme yapamam ,kişiden kişiye göre değişir. Geçmiş hatalarını hatırlamak her insan için kötüdür belki zamanında aklından geçen kötü bir  düşünce veya pişmanlıkları aklından çıkmaz ve belki bir rüyaya dalarken veya ansızın düşünürken aklına ve daha sonrasında içine bir sıkıntı olarak düşüverir . Ancak bize kendini bir yara olarak düşündürme sebebi ise artık geçmişte kalmış olmasıdır ve artık yapacak bir şey olmamasıdır. Hep geçmişten konuşm...

Aras İtkü 11A

 Ben bu yazıda "Yoksulluk, pandemi vs. ile karşılaştırıldığında, çevre konusu daha büyük bir kriz midir?" sorusuyla ilgili herhangi bir araştırma yapmadan sadece kendi düşüncelerimi aktaracağım. Bence dünyada ve Türkiye'deki en büyük kriz yoksulluk. Hatta yoksulluğun yanında çevre krizinin falan hiç konusu bile geçemez. Çünkü yoksulluk bence bütün sorunların en başı ve en büyüğüdür. Yoksul bir insan ne kendisinden başka bir şeyi düşünebilir ne de bir faaliyette bulunabilir. Ve bu yoksulluk denen şeye karşı bir önlem alınmaz veya direkt kökü kazınmazsa başka hiçbir sorun veya kriz bu dünyada giderilemez.  Senin çevre sorununa karşı önlem alman gerekebilir, evet. Fakat insanlar yoksulsa, açsa çevre konusu kimin umurunda olur ki? Pandemide de aynı şekilde: insanlar sağlığının derdindeyken, yarın yaşayacak mı, yaşamayacak mı onu düşünürken çevre konusuna veya bir başka konuya nasıl kafa yorabilir ki? Yoksullukta da öyle. Bir insan açken, aklının bir köşesinde "Eşime, çoc...

Sahra Avcı 11A

  Felsefe Birinci Performans Ödevi       -Bir şey tanrı istediği için mi iyidir, yoksa o, iyi olduğu için mi tanrı tarafından buyurulmuştur?     Küçük bir araştırmam sonucu bu sorunun felsefede “Euthyphro İkilemi” olarak bilindiğini öğrendim. Platon, bundan Euthyphro diyalogunda bahsediyormuş. Bu diyalogda Sokrates Euthyphro adındaki dindar bir adamla sohbet ederken bu soruyu sormuş ve Platon’da Sokrates’in sorduğu sorudan yola çıkarak bu ikilemi ortaya atmış. Şimdi sizlere hem kendi görüşlerimle hemde Platon’un bu konu hakkındaki görüşleriyle bu ikilemi açıklamaya çalışacağım. Tanrı; kainatı ve üzerindeki her şeyi yaratmış üstün bir varlıktır.Evrenin, kainatın, canlıların, ruhun ve bugune kadar var olmuş bütün kavramların ve açıklamalarının   yaratıcısı… Tanrı için böyle bir açıklama yaparsak bu açıklamadaki   “bütün kavramların yaratıcısı” kısmı aslında biraz bizim konumuza da değiniyor, burdan yola çıkarak devam edebiliriz. ...

Emre Çulcu 11A

 Merhabalar ben ''Neden ancak özgür bir insan onurlu bir hayat yaşayabilir?'' konusunu ele aldım. Özgürlük ve onur birbirine sıkıca bağlanmış iki ifadedir. Bir insan ancak özgür olduğunda onurlu bi hayat yaşayabilir çünkü onur, temel olarak bireyin kendi hayatının efendisi olmasıyla, yani özerkliğiyle doğrudan ilgilidir. Onurlu bir hayat, insanın kendi değerleri doğrultusunda yaşaması, kararlarını baskı altında kalmadan verebilmesi, kendini özgürce ifade edebilmesi ve gerektiğinde haksızlığa karşı durabilmesi demektir. Özgürlük, bu kararları dış baskı, zorlama veya kölelik olmadan verme imkanıdır. Özgür olmayan biri başkalarının kurallarına uymak zorunda kalır, neye inanacağına, nasıl yaşayacağına hatta ne düşüneceğine bile kendisi karar veremez. Bu durumda kişi kendi kimliğini ortaya koyamaz ve başkalarının istediği şekilde yaşar. Böyle bir yaşam ise onurlu bir yaşam değil, mecburi bir yaşamdır.  İnsan onuru, bir bireyin sırf insan olmasından dolayı sahip olduğu dokunu...

Ahmet Budak 11A

  Yoksulluk, pandemi vs. ile karşılaştırıldığında, çevre konusu daha büyük bir kriz mi?            Günümüzde gittikçe daha çok konuşulan çevre kirliliği hem uzun vadede hemde kısa vadede diğer krizlerden çok daha tehlikelidir.İlk olarak çevre krizinin özelliklerinden biri başka krizlere sebep olabilmesidir,çevre kirliliği sonucunda oluşacak yeni salgın hastalıklar ve diğer sağlık problemleri büyük can kayıplarına sebep olabilir.Bunun sebebi ise bir pandemi yaşandığında zamanla aşıların bulunması ve insanları bağışıklık kazanmasıyla etkisini kaybederken çevre kirliliği sürekli yeni sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.Bunun kanıtı ise yaklaşık 5yıl önce başlayanCOVID-19 pandemiside raporlanan 7milyon (Tahmini 13,4-22,7 milyon arası) kişi ölürken çevre krizinden dolayı her yıl 9milyon kişi hayatını kaybetmektedir.           Çevre krizininin diğer krizlerle karşılaştırıldığında daha büyük bi...